Yılmaz: 20 puan civarında bir düşüş beklentimiz var
Yılmaz, A Haber canlı yayınında soruları yanıtladı, gündemi değerlendirdi.
Programlarındaki temel önceliklerinin enflasyonu düşürmek olduğunu vurgulayan Yılmaz, enflasyonla mücadelede sonuçların belli bir zaman içinde alındığını söyledi.
Yılmaz, enflasyonda aylık bazda ivme kaybı görüldüğünü, bunun devam etmesini beklediklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
“Mevsimsel etkiler, politikalarımızın etkisi ve baz etkisiyle birlikte özellikle yaz döneminde enflasyonda belirgin bir düşüşü hep birlikte göreceğiz. Haziran, temmuz, ağustos enflasyonunu kastediyorum. Bu üç ayı topladığınızda yüzde 20 civarında, 20 puan civarında bir düşüş beklentimiz var. Dolayısıyla mayısa kadar o yıllık bazda geçmişten gelen, aylık bazdaki gelişmelerden değil, geçmiş yıllık bazdan gelen bir etki göreceğiz. Yıllık yüksek göreceğiz rakamları ama haziran enflasyonunun açıklanmasıyla birlikte düşüş trendi başlayacak. Temmuzda ağustosta bu hızlanacak ve yıl sonuna doğru daha belirgin bir şekilde bu etkileri göreceğiz. 2025 yılında ise yüzde 20’nin altında bir enflasyon programımız, tahminimiz, beklentimiz ve politikamız var. 2026’da ise tek haneli rakamlara yeniden ülkemiz kavuşacak. Bunun da programını, planını yapmış durumdayız, adım adım bunu hayata geçiriyoruz.”
Kamuda tasarrufa yönelik geniş bir çalışma başlattıklarını ifade eden Yılmaz, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığının bu konuda yürüttüğü çalışmaların değerlendirileceğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a arz edileceğini kaydetti.
Yılmaz, bu çalışmalarla gereksiz harcamaları ortadan kaldırmayı, harcamaları önceliklendirmeyi ve daha verimli hale getirmeyi hedeflediklerini ifade etti.
“Yeni yapılan çalışmalarda da işin özü yaptırımları daha güçlü hale getirmek”
“Enflasyonla, fahiş fiyatlarla mücadeleyi konuşuyoruz. Vatandaşlar fahiş fiyatlarla ilgili bir boykota gitmeye hazırlanıyor. Böyle baktığınız zaman sizin de bir hazırlık içerisinde olduğunuzu biliyoruz bu konuda. Kısmi kapatmaların da olabileceği konuşuluyor. Nasıl bir mücadele planı hazırlıyorsunuz?” sorusuna yanıt veren Yılmaz, maliyetten bağımsız, reel zeminden kopuk fahiş fiyat meselesinin gündemlerinde yer aldığını anlatarak şunları kaydetti:
“Bu konularda Ticaret Bakanlığımızın, Meclis grubumuzun yürüttüğü çalışmalar var. Önümüzdeki günlerde daha yoğun bir şekilde bu yapılan hazırlıklar değerlendirilerek belli adımlar atılacak. Deprem bölgesi için bir çalışma yapmıştık biliyorsunuz. Orada 10 kat cezaları arttırmıştık deprem bölgesi için. Şimdi yeni yapılan çalışmalarda da işin özü yaptırımları daha güçlü hale getirmek. Şu yaptırım olur, bu yaptırım olur. Şimdi bitmeden çalışma bir şey söylemeyeyim ama işin özü dediğiniz gibi yaptırımları arttırma, daha fazla caydırıcı hale getirme ve vatandaşımızın bu şikayetini böylece daha fazla karşılama. Hazırlıklarımızı yakın bir gelecekte, tam şekillendiğinde içeriği kamuoyumuzla paylaşılmış olacak.”
Yılmaz, kanuni düzenlemelerin dışında denetim kapasitesinin arttırılması, dijitalleşme başta olmak üzere yeni teknolojilerin bu konuda daha yaygın kullanımı gibi farklı hususları da tartıştıklarını, çok boyutlu şekilde fahiş fiyat meselesinin üzerine gitmeye devam edeceklerini söyledi.
“Emeklilerle ilgili nasıl bir düzenleme ve çalışma yapılabilir?” sorusuna ise Yılmaz, “Emeklilerimize 6 ay için bir artış yapılmıştı biliyorsunuz. Bu yüzde 50’ye varan artış 6 ay için geçerli, 6 aylık süre için yapılmıştı. 6 ay sonrası memurlarda olduğu gibi emeklilerimiz için de bu değerlendirmeler yapılacaktır elbette. Dolayısıyla orada gerekli ayarlamalar mutlaka ele alınacak, yapılacaktır. Bir taraftan da Çalışma Bakanlığımızın emeklilerle ilgili yaptığı, gündelik hayata dokunan birtakım çalışmalar, hazırlıklar var. Onlar da tamamlandığında Çalışma Bakanlığımız bunları toplumla paylaşacaktır.” yanıtı verdi.
“54 mal grubunda 100 bin 19 ürüne ticaret kısıtlaması getirdik”
“Özellikle seçim döneminde çok speküle edilen bir başlık da İsrail ile ticaret. Buna yönelik paylaşılanlar, tartışılan bir başlık. Bunun iç yüzü nedir?” sorusuna ise Yılmaz, şu şekilde yanıt verdi:
“Gerçekten Cumhurbaşkanımız son grup toplantısında bu konuda en net tavrı ortaya koydu. Kendisinin şahsi olarak duruşu, geçmişi, tabiri caizse sicili ortada. Kariyeri, bütün hayatı aslında bu davaya adanmış bir lider. Ne kadar bedeller ödediğini de hepimiz biliyoruz. AK Parti hareketi, davası aynı şekilde bütün geçmişiyle bu davadaki pozisyonu ortada. Böyle bir gerçek ortadayken maalesef bunun gölgelendiğini, gölgelenmeye çalışıldığını, vatandaşın zihninin karıştırılmaya çalışıldığını gördük. Burada çeşitli kesimler yaptılar bunu. İşte terör örgütlerinden tutun, iç siyasi istismara, yabancı bazı devletlerin etki ajanlarına varıncaya kadar geniş bir yelpazede bir grubu bu yönde maalesef kullandılar diye ifade etmek istiyorum.
Gerçekler ortada. Bakın rakamları söyleyeyim size. 7 Ekim’den 14 Nisan’a, ‘ticaret arttı’ diyorlar ya, ihracatımız yüzde 30 azalmış İsrail ile ithalatımız yüzde 44 azalmış. Yarı yarıya azalmış. Başından beri bizim siyasi irademiz ortada. Silahlar, mühimmat, askeri amaçla kullanılabilecek malzemeleri zaten tamamen durdurduk. 7 Ekim’den sonra hiç bu yönde bir ticaret olmadı ama bin türlü yalan, iftira söylediler maalesef. Son dönemde de ilave bir tedbir daha aldık biliyorsunuz. Özellikle havadan insani yardım ulaştırmamıza İsrail’in engel olmasından sonra, ciddi bir yeni değerlendirme yapıldı ve burada askeri mühimmat, silahlara ilave olarak, zaten o konuda tavrımız netti, ona ilave olarak 54 mal grubunda 100 bin 19 ürüne ticaret kısıtlaması getirdik.”
Kısıtlama getirilen mal gruplarının Filistinlilere önemli bir faydası olduğu için bugüne kadar kısıtlama yapmadıklarını dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:
“İsrail diyoruz resmi devlet olarak, o sınırlar içinde 2 milyon civarında İsrail vatandaşı Filistinli var. Diğer taraftan Batı Şeria’da 4 milyona yakın Filistinli, Gazze’de 2 milyon Filistinli var. Topladığınız zaman o coğrafyada 8 milyon Filistinli Müslüman yaşıyor. Buna mukabil 7 küsur milyon da Yahudi dinine mensup yaşayanlar var.
Dolayısıyla maalesef oradaki siyasi şartlar gereği iki devletli bir yapı olmadığı için resmiyette İsrail ile ticaret olarak görünüyor yaptığımız bütün ticaret. Halbuki bunun bir bölümü oradaki Filistinlilerin ihtiyaçlarına dönük. Bu son aldığımız tedbirler bir miktar Filistinlere de zarar verecek açıkçası. Bu nedenle Ticaret Bakanı’mız Filistin Ticaret Bakanı’yla da görüşmeleri yaptı. Onların da bir anlamda rızasını alarak diyelim. Onlar da ‘bize zarar verse de olsun’ dediler. Dolayısıyla bunun amacı ne? Koşullarını da çok net koyduk ortaya. Uluslararası hukuk var. Bakın Birleşmiş Milletlerin kararları var.
Aynı şekilde Lahey’deki Adalet Divanının ihtiyati tedbir kararları var. ‘İnsani yardımlar başlasın, insani kriz sona ersin’ diye. Maalesef bunları yapmadı İsrail yönetimi, insanlık dışı saldırılarına devam etti ve Türkiye’nin de havadan insani yardım faaliyetlerini engellemesi bardağı taşıran son damla oldu artık. Dışişleri Bakanı’mız bir açıklama yaptı, devlet içinde bir değerlendirme sonrası. Daha sonra Ticaret Bakanlığımız ayrıntılı tedbirleri ilan etmiş oldu. Bununla birlikte geniş bir yelpazede belli ürünlere kısıtlama getirmiş olduk ve bu 9 Nisan itibarıyla bunlar ilan edildi. O tarihten bugüne de hiçbir şekilde bu ürünlerde bir ticaret söz konusu değil.”
“Görünür görünmez ortamlarda bu çabalarımızı sürdüreceğiz”
Yılmaz, dünyada bugüne kadar bu anlamda karar almış bir ülke bulunmadığını, kısıtlamayla Türkiye’nin ilk ve öncü ülke olduğunu vurgulayarak, “Burada da amacımız ne? İsrail yönetimini bir an önce bu insani yardımların kesintisiz ulaşımına ve ateşkese zorlamak. Keşke bütün ülkeler benzer bir tavrı, baskıyı yapsalar da bir an önce oradaki insanlık dışı saldırılar sona erse. Türkiye bunun öncülüğünü yine yapmış oldu.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Gazze konusunda en başından beri bütün imkanlarla, görünür görünmez faaliyetlerle, ikili görüşmelerden uluslararası platformlara her ortamda Filistinlilerin yanında ve Filistin davasının arkasında olduklarını söyledi.
“Böyle bir harekete, böyle bir lidere bile bu konuda iftira edenleri de milletimizin vicdanına havale ve aklıselime davet ediyoruz elbette” diyen Yılmaz, “Tabii önemli olan buradaki tartışmalardan ziyade orada yaşayan insanlarımıza fayda üretmek. Yani burada siyasi istismar, polemik vesaire değil gerçekten o acıyı, sıkıntıyı yaşayan insanların derdine bir çare bulabilmek. Bunu yapmak asıl önemli olan biz bunun arayışı içindeyiz ve her türlü çabayı sarf ediyoruz. Bundan sonra da Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde bütün ilgili kurumlarımızla, görünür görünmez ortamlarda bu çabalarımızı sürdüreceğiz.” ifadelerini kullandı.